26 Şubat 2010 Cuma

ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK ÖRNEĞİ


ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK ÖRNEĞİ
Yuh 13: 1-17
Fısıh Bayramı`ndan önceydi. İsa, bu dünyadan ayrılıp Baba`ya gideceği saatin geldiğini biliyordu. Dünyada kendisine ait olanları hep sevmişti; sonuna kadar da sevdi.2 Akşam yemeği sırasında İblis, Simun İskariot`un oğlu Yahuda`nın yüreğine İsa`ya ihanet etme isteğini koymuştu bile.3 İsa, Baba`nın her şeyi kendisine teslim ettiğini, kendisinin Tanrı`dan çıkıp geldiğini ve Tanrı`ya döneceğini biliyordu.4 Yemekten kalktı, üstlüğünü bir yana koydu, bir havlu alıp beline doladı.5 Sonra bir leğene su doldurup öğrencilerin ayaklarını yıkamaya ve beline doladığı havluyla kurulamaya başladı.6 İsa, Simun Petrus`a geldi. Simun, “Ya Rab, ayaklarımı sen mi yıkayacaksın?” dedi.7 İsa ona şu yanıtı verdi: “Ne yaptığımı şimdi anlayamazsın, ama sonra anlayacaksın.”8 Petrus, “Benim ayaklarımı asla yıkamayacaksın!” dedi. İsa, “Yıkamazsam yanımda yerin olmaz” diye yanıtladı.9 Simun Petrus, “Ya Rab, o halde yalnız ayaklarımı değil, ellerimi ve başımı da yıka!” dedi.10 İsa ona dedi ki, “Yıkanmış olan tamamen temizdir; ayaklarının yıkanmasından başka şeye ihtiyacı yoktur. Sizler temizsiniz, ama hepiniz değil.”11 İsa, kendisine kimin ihanet edeceğini biliyordu. Bu nedenle, “Hepiniz temiz değilsiniz” demişti.12 Onların ayaklarını yıkadıktan sonra giyinip yine sofraya oturdu. “Size ne yaptığımı anlıyor musunuz?” dedi.13 Siz beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz. Doğru söylüyorsunuz, öyleyim.14 Ben Rab ve Öğretmen olduğum halde ayaklarınızı yıkadım; öyleyse, sizler de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız.15 Size yaptığımın aynısını yapmanız için bir örnek gösterdim.16 Size doğrusunu söyleyeyim, köle efendisinden, elçi de kendisini gönderenden üstün değildir.17 Bildiğiniz bu şeyleri yaparsanız, ne mutlu size!”

İsa’nın Söylemek İstediği…

  Görüldüğü üzere Petrus, İsa’nın ne anlatmak istediğini, ne yapmak istediğini anlamamıştı. Öğrencileri İsa’nın Tanrı oğlu olduğunu da biliyordu. Öyleyse nasıl olurda Rab, öğrencilerin ayaklarını yıkayabilirdi? Petrus, Mesih İsa’ya “Ya Rab, ayaklarımı sen mi yıkayacaksın?” diye sordu (Yuh13:6). Bu açıkça gösteriyor ki Petrus olan bitenin farkında değildi. İsa büyük bir alçakgönüllülük örneği göstererek öğrencilerinin ayaklarını yıkıyordu. Ama Öğrencilerin bunu neden yaptığı konusunda herhangi bir tahminleri de bulunmuyordu. İsa, sonra şöyle devam etti: “Ne yaptığımı şimdi anlayamazsın, ama sonra anlayacaksın.”(Yuh 13:7) İsa burada Petrus’u anlamıştı, daha doğrusu hiçbir şey anlamadığını anlamıştı. Petrus ayaklarının yıkanmaya layık olamayacağını düşünmüştü, aslında o da alçakgönüllüydü. Bu olayın sadece ayak yıkama olmamasını, yüzünü ve ellerini de kapsamasını istiyordu, bu durumdan rahatsız olmuş gibiydi. (Yuh 13:9) İsa Petrus’a ayaklarının yıkanmış olduğu zaman bütün bedeninin de yıkanmış olacağını ve öğrencilerin bununla yetinebileceği kirli olmadıklarını belirtmek istedi. Ama şöyle bir ifade de kullandı: “Sizler temizsiniz, ama hepiniz değil” Burada yalnızca Yahuda’yı kastediyordu. Yuh (13:10) Sonra öğrencilerine yaptığının ne anlama geldiğini sordu ve devam etti: Ben Rab ve Öğretmen olduğum halde ayaklarınızı yıkadım; öyleyse, sizler de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız.(Yuh 13:14) İsa onları birbirine emanet etmişti artık. “ Birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız…”

Yapmamız Gereken…
  Bu da demek oluyor ki şimdiki Hıristiyanları da İsa birbirlerine karşı alçakgönüllü tavır sergilemelerini istiyor. İsa sadece bununla kalmıyor birbirimizin ayaklarını yıkayacak kadar alçakgönüllü olmamamızı istiyor. Kardeşimize karşı, ailemize karşı, arkadaşlarımıza karşı, çevremize karşı, topluma karşı her zaman alçak gönüllü olmamızı, başkalarını küçük görmememizi, asla ve asla kibirli davranmamamız gerektiğini İsa bizden açık ve net bir şekilde istiyor. Evimizde, iş yerimizde, çevremizde; başkalarına karşı kibirli ve çok bilgiç şekilde davranıyor muyuz? Kendimizi diğerinden üstün görüyor muyuz?  Kardeşlerimizi bir hiç uğruna yargılıyor muyuz? İsa bizden bunu mu istedi?
  Eğer diğerlerinden üstün olduğumuzu düşünüyorsak, bir yeteneğimizi, bir özelliğimizi ön plana çıkararak karşımızdaki insanı rencide edecek bir davranışta bulunuyorsak, incitiyorsak ya da eziyorsak bir kez daha düşünelim. Belki de karşımızdaki kişi bizi rencide etmek istemediği için kendisindeki yetileri yüzümüze karşı vurmayabilir. Unutmayın, bir gün karşınızdaki; kibirlilikle davrandığınız insan, bir gün size hiç unutamayacağınız, hayatınızın dersini verebilir. Bunun  için her sevdiğimiz insanla görüştüğümüzde şunu unutmayalım. “Bu onu son görüşünüz olabilir.”  O halde insanlara verebildiğiniz kadar sevginizi, alçak gönüllülüğünüzü gösterin. Böylece Rab İsa’ya daha yakın olduğunuzu anlayacaksınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder